Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (EĞİTİM-İŞ) Ülke genelinde 12 Ocak’da İş bırakma eylemi gerçekleştirdi. EĞİTİM-İŞ Afşin İlçe Temsilcisi Ali Temel, Yüzde 30 Rakamını kabul etmiyoruz. Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve onun çatısı altındaki mücadele yoldaşlarımız olan sendikalarla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın altını çizdiği gibi hak, hukuk ve adalet mücadelesi vereceğiz! Bu sefaleti reddedeceğiz dedi.

EĞİTİM-İŞ Sendikası Afşin İlçe Başkanlığından İş Bırakma eylemine ilişkin Basın açıklaması yapıldı. Afşin İlçe Temsilcisi Ali Temel İmzası ile yayınlanan açıklamada şu ifadeler kullanıldı;

“YÜZDE 30 RAKAMINI KABUL ETMİYORUZ”

Yanlış ekonomi politikaları, halkı değil rantı düşünerek alınan kararlar ülkeyi derin bir ekonomik krizin ortasına getirmiştir. Trajikomik zam oranıyla kamu emekçisi sefalete terk edilmiştir.
            Tarafsız ve şeffaf bir devlet kurumu olmak zorunda olan TÜİK’in, marketlerdeki etiketlerin her gece değiştiği bu ağır enflasyon ortamında son 6 ayın enflasyonunu yüzde 15 olarak açıklamasıyla başlayan bu durum, gerçekdışı rakam baz alınarak kamu emekçisine ve emekliye adına zam bile denemeyecek bir ücret artışının reva görülmesiyle son bulmuştur. 
            Motorlu taşıtlar vergisi ile emlak vergisinin yüzde 61; birçok ceza ve vergiyi belirleyen Yeniden Değerleme Oranı yüzde 123, asgari ücret yüzde 54 artarken zaten ağır bir geçim sıkıntısı içindeki kamu emekçisine verilen yüzde 30 ücret artışına “müjde” diyebilmek için gerçeklikten kopmak gereklidir.
Nedir apaçık ortada olan gerçek:
Ülke genelinde kira ortalaması 6 bin 500 olmuştur.
Ailelerin en çok tükettiği, insan sağlığı için şart olan 64 ana gıda maddesi 2022’nin Aralık ayında, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 137 zamlanmıştır.
2022’de aylık ortalama gıda fiyatları yüzde 150,5 artmıştır. Özelleştirmelerle beraber her ay kontrolsüzce kabaran faturalar, kamu emekçisinin maaşının neredeyse 3’te birini eritmektedir. 
Soruyoruz: Bu enflasyon oranları hangi market fiyatlarına göre, hangi faturalara bakılarak belirleniyor? TÜİK’in açıkladığı yıllık enflasyon oranının yarısından bile az olan bu ücret artışına müjde demek imkansızdır.
             Üstelik bir hitabet makyajıyla kapatmaya çalışsalar da bu açıklanan rakamın yaklaşık yüzde 16’sı zam değil enflasyon farkıdır. 
            ‘’Sendikacılık, salt ücret pazarlığı yapmak değildir. İster kamu ister özel sektör olsun, emekçinin hukukunu savunmaktır. Sendikalar da hak ve adalet mücadelesinin en ön safında yer alır.” Bu söze katılıyoruz ve tam da bunu yapacağız!
             Her zaman eğitim emekçisinin maddi ve manevi tüm hak ve sorunları için mücadele eden Eğitim-İş olarak, kamuda çalışıyor olmanın her anlamda bu kadar değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz!
             Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve onun çatısı altındaki mücadele yoldaşlarımız olan sendikalarla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın altını çizdiği gibi hak, hukuk ve adalet mücadelesi vereceğiz! Bu sefaleti reddedeceğiz! Emekçinin alın terini kullanarak kendine konfor alanı yaratan sendikalara, sendikacılık nasıl yapılır, hak nasıl aranır, emeğin haysiyeti nasıl korunur göstereceğiz!  12 Ocak 2023 tarihinde üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacak ve insanlık onuruna yaraşır bir ücret artışı sağlanana kadar eylemliliğimizi sürdüreceğiz.