İslâm,
Müslümanın hayatında, samimî ve gösterişten uzak bir nezâketin hâkim olmasını istemektedir.
Giyimde, kuşamda, oturup kalkmada, konuşmada, yürümede, bakmada, bir şey isterken, verirken, hâsılı her türlü beşerî münasebetlerde,
hattâ duygu ve düşüncede bile incelik ve nezâket kâidelerine riâyet etmek îcâb eder.
Öyle ki bir Müslüman, herhangi bir şekilde, ne kimseyi incitmeli, ne de kimseden incinmelidir.
Bir hanımefendi anlatıyor :
Bir Ramazan günüydü. Akşam iftar saati yaklaşmaktaydı.
Evde olan, ve pişirdiğimiz yemeklerden, birer kepçe;
“Biraz fasulye, biraz pilav alarak bakır bir tepsiye koydum. Üzerine patlıcan, salatalık ve bir kaç tane kayısı ekledim.
Tam dışarı çıkacaktım ki!
Babamla kapıda karşılaştık, sordu:
“- Nereye gidiyorsun kızım ? “
“Ninem bunları kimsesiz yaşlı adama götürmemi söyledi” diye cevap verdim.
Bunun üzerine babam:
“- Şöyle yap,
Mutfaktan bir kaç tabak daha getir. Her bir şeyi ayrı tabağa koy ve tepsiyi güzelce düzenle. Yanlarına kaşık, bıçak ve bir bardak su da koy, öyle götür” dedi.
Dediklerinin hepsini yaptım ve elimdekileri dedeye götürdüm. Dönünce babama neden böyle yapmamı istediğini sordum.
Babam :
“Yemek ikram etmek ‘Mal’ sadakasıdır.
Bir şeyi düzgün vermek ise ‘Gönül’ sadakasıdır.
Birincisi karnı doyurur; ikincisi ise kalbi doldurur.
Karışık götürmüş olsaydın eğer,
Kimsesiz dedeye, yardım isteyen dilenci hissini verir di.
Ama düzenli götürünce;
Yakın bir dost, iyi bir misafir olduğu hissini verir.” diye cevap verdi ve devam etti :
“-Maldan vermek ile gönülden vermek arasında büyük bir fark vardır.
Gönülden olanın, hem Allah katında hem de insanlar yanında değeri daha büyüktür.”
Dedikten sonra biraz durdu.
Sonra gözlerimin içine bakarak sözlerini şöyle tamamladı:
“- Bak yavrucuğum.
Yapacağımız ikramlar, sevgi ve iyilikle birlikte olsun. Sakın aşağılayıcı ve küçük düşürücü olmasın”..
…….
Kısa bir dua ile rızkın sahibinin kapısını çalalım.
Ey Rabbimiz!
Bazı yüzlerin ağarıp,
Bazı yüzlerin kararacağı günde;
Bizi yüzleri ak,
Gönülleri pak olan,
Sevgili RESULÜMÜZ (SAV)’ in
Bayrağı altında toplanan,
Mesut insanlar zümresine kat.
Senin dostlarınla komşu olmayı, En büyük makam olan,
Rızana ulaşmayı nasip eyle.
Yine bir Ramazan ayı, mübarek vakitte,
Sabah namazı ile secdeye varıp, oruca niyetlen,
” Allah’ım ben geldim günahımla, sana hakkıyla kul olamayışımla geldim”.
“Affını istemeye, razı ol demeye ”geldim..
Diye yalvarıp;
“Bizleri secdede duası kabul olunanlardan eyle”.
Ya Rabbi..
Bizleri ,elinden, dilinden, hiç kimsenin zarar görmediği kullarından eyle.
Ey Mülevvin!
Bizi muhabbetin rengi ile renklendir
Ey Sâbık!
Geçmişimizle utandırma bizi
Ey Kefil!
Hesap günü iyiliğimize kefil ol
Ey Vehhab!
Maksudumuz Sensin. Rızana nail olmaktan bizi mahrum etme.
Sabaha uyandırana,
Sahurda Oruca niyet etmemize nasip edene,
Huzuru verene,
Umudu verene,
Rızkı verene ,
Hamdolsun….
Evinizden huzur,
Yüreğinizden sevgi,
Yüzünüzden tebessüm
İşlerinizden bereket eksik olmasın. Amin
*
Esselamü Aleyküm Verahmetullahi veberekatühü.
HAYIRLI RAMAZANLAR.
..
Zihni ERTUĞRUL