

Yazı başlığı merhum Ozan ve aşık Mahzuni’ye ait bir beyitten alınmıştır.. Ruhu şad, makamı cennet olsun…Merhum ozanımız Mahzuni baba bir memleket sever, Afşin’e, Afşin Ashab-ı Kehf’e aşık ve sevdalı bir bölge insanıdır.
Hakikaten Afşin, asırlar ötesine gidecek olursak, Efsus, Efesus ve Arabus isimleri ile Dekyanus dönemlerini, Ashab-ı Kehf kutlu asırlarını ve Afşin ismi ile de Selçuklu komutanı Afşin beyden bu yana bizlere kadar tarihi isminden müstefid olmaktadır.
1910 yılında Belediye, 1944 yılında da Afşin ilçesini isim olarak alarak bu günlere şanla, şerefle gelmiştir. Afşin İlçesinin tarihi güzelliklerini yanı sıra, coğrafi güzelliğide göz doldurmakta, kalbe hitap etmektedir. Dolayısıyla,
Merhum ozanımız mahzuni, genelde deyişlerinde, beyitlerinde, sazında vee sözünde Afşin vurgusu yapmakta, Afşin’i methedip övmektedir. Onun içindir ki, bizlerde takipçisi olarak onu seviyor, eserlerini, bestelerini zevkle ve iştiyakla dinliyoruz.
Afşin topraklarını 60 yıldan beri bilir, tanır ve nimetlerinden istifade ederim. Afşin’in değirmenleri ile meşhur olmasını, çağlayan gibi suların coşmasını, elma, kayısı, ceviz, üzüm ve kiraz türü meyvelerini bilirim. Bostancılığını, salata, domates yetiştiriciliğini anımsarım.
Bilhassa, güz mevsimlerinde bağlarda yapılan şenlikler, sergi atmalar; eşin, dostun bir araya gelerek üzüm kesmeleri pekmez kaynatmalar sanki günümüzde tarih olmuş gibidir.
Ashab-ı Kehf’in namı, şanı, ünü olan, hakkında bir hayli menkıbe öne sürülen Çobanpınarı, her ne kadar İlçenin su ihtiyacını gidermeye çalışsada eski coşkuşu şimdilerde yoktur.
Ozan Mahzuni babanın, Atlas dağını dillendirmesi, Ashab-ı Kehf makamını sazıyla, sözüyle gündemine taşıması bizlere apayrı bir heyecan, aşk ve şevk vermektedir. Yedi Uyurların Yemlihası, hepimizin Yemlihası olmuş, adeta her evden bir Yemliha’nın yetişmesine sebep olmuştur.
Hollanda da cemaatimden bir “Yemliha köylü” hacı efendi vardı. Bir gün kendisine özellikle sordum..” Köyünüz niçin Yemliha ismini almış” diye? Demiş oldu ki,” köyümüz Ashab-ı Kehf’in Yemliha isimli kahramanına atfen bu ismi taşımaktadır.” dedi. Tabii ki, bendeniz böylesi bir ünvanla anılmamıza Hamdü sena ederek dua etmiş oldum..
Dünyanın bir çok yerinde Ashab-ı Kehf makamı bulunduğu iddia edilmiş olsada, Kur’anî veriler, bilgiler, gidişat Afşin Ashab-ı Kehf makamını işaret etmektedir. Yüce Rabbimiz, bu hususta Afşin insanlarırıa imani bütünlük, birlik, beraberlik nasib eylesin. Amin!..
Binaenaleyh, her ne kadar Afşin Atlas dağının eteklerine yaslanmış olsa da , bir taraftadaa Binboğa dağları, Berid sıra dağları da Afşin’in konumuna ayrı bir özellik ve güellik vermektedir. Çağıl çağıl Hurman çayıının akması, Mağara gözü, Tanır kasabasının billür misali suları Afşin topraklarına ayrı bir berraklık sunmaktaadır.
Diğer taraftan Maravuz kalesi, Hurman kalesi gibi yerler Afşin’in eski bir kültür birikimini bizlere yansıtmaktadır. Zaten köy ve kasabaların eski isimlerinin bu hususta bir anlam ve içeriği bulunmaktadır. Örneğin Arıtaş’ın ” Hunu” olması vb. benzeri yerler bir tarihin serüven içeriği ve anlamıdır.
Netice olarak;
Afşin’li ozanlar, boş insanlar değillerdir.. Tamamı İslam ve Türk kültürüne vakıf, muheyya insanlardır.. Ozan Erbabi kardeşim, Çaçan vesair kahramanlar kültür yüklü insanlardır.
Demek kii, Ozan Mahzuni dünyasını değiştirmiş oldu ama, arkasında bir hayli bahadırı bırakııp dünyasını değiştirmiş oldu. Fikirleri, söyleşileri, sazları, sözleri , sohbetlerii tamamen bize, Afşin’a, Afşin’liye yönelik yiğitlerdir.
Zaten, şairler ve ozanların dernek binalarında asılı bulunan Mahzuni baba ve benzeri kahramanların resimleri bizlere bunları yansıtmaktadır.. Bu vesile ile, yaşayanlara uzun ömürler, vefat edenlere rahmet diliyorum.. Selam ve dua ile…
*
Şerafettin Özdemir