İsrail’in, Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesini bombalaması sonucu 500 kişi hayatını kaybetti.

İsrail’in Gazze’de hastane vurması karşısında İsrail’i haklı bulan zihniyet insanlıktan çıkmıştır. Söylenecek söz yok artık.

Öte yandan demokrasi, insan hakları, bireyin özgürlüğü diye tepinen Batı; ABD’si ile Avrupa’sı ile medyası ile yüzündeki kirli maskeyi çıkarıyor.

ABD Başkanı Joe BİDON, katliamın hemen ertesinde İsrail’e gidiyor ve utanmadan, sıkılmadan hastane saldırısına “patlama” diyor, “İsrail değil diğer taraf yapmış görünüyor,” ifadesini de iğrençlikle söyleyebiliyor. Hem de İsrail “hastaneleri vuracağız” demesine rağmen… Tam algı operasyonu… Çor-çocuk, kadın-yaşlı demeden katliam emrini veren İsrail Başkanı Binyamin Netanyahu’ya da sarılarak yanlarında olduğunu haykırıyor adeta…

Çünkü onlar birbirlerinin dostudur.

 Maide Suresi (51) “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”

İtalya, İngiltere, Almanya, Yunanistan, Fransa yani batının kan emici, sömürgeci ülkelerinin yöneticileri İsrail’in yanında yer aldılar ve destek ziyaretinde bulundular. Bunlar insan hakları savunucuları ha!..

İsrail ise Gazze’yi acımasızca bombalıyor, sivil yerleşim yerlerini yerle bir ediyor, camileri yıkıyor ve yetmiyor hastaneleri okulları, pazar yerlerini vurarak taş üstünde taş bırakmıyor.

İsrail Başkanı Binyamin Netanyahu “Kutsal kitabımız diyor ki “Amalika’nın sana yaptıklarını hatırlamalısın” ifadelerini kullandı. Tevrat’ın Samuel bölümünde bahsedilen Amalikalılarla ilgili kısımda dehşete düşüren şu ifadeler yer alıyor: “Şimdi gidin ve Amalika’yı vurun. Sahip oldukları her şeyi tamamen yok edin ve onları bağışlamayın; Hem erkeği hem de kadını, bebekleri ve emzirenleri, öküzleri ve koyunları, develeri ve eşekleri öldürün.” Netanyahu’nun sözleri, Gazze’de kadın çocuk demeden soykırıma girişen işgalci gücün referansının bu ayetler olduğunu da ortaya koyuyor.

ABD Temsilciler Meclis Başkanı Mike Johnson, “İncil’in İsrail’in yanında durmamız gerektiğini öğrettiğine inanıyoruz.” diyerek katil İsrail’e olan desteklerini bir kez daha dile getirdi.

İsrail bir din devletidir. ABD ve batıda öyledir.

İsrail Başkanı Binyamin Netanyahu’ya 43 haham hastaneleri bombalayabilirsin, çor-çocuk katledebilirsin, diye yetki vermiş! İsrail’in bir din devleti olduğunu az önce belirtmiştim.

İçimizdeki (malum) sanatçı geçinenler, odalar, gazeteciler, akademisyenler, siyasiler sessiz… Eğer bunları Müslümanlar söylese ya da yapsaydı kıyameti koparırlardı. İkiyüzlüler… ABD, Batı ve İsrail’in yandaşları…

Birde, İŞİD-DEAŞ, PKK ve YPG‘yi İsrail’de Müslümanlara karşı kullanacaklarmış! Bu terör örgütlerini ABD ve batı tarafından kurulduğunu hep söylemiştik. Azerbaycan-Ermenistan arasında Karabağ’ın kurtuluşunda da Ermenistan’ın yanında yer almışlar ve Azerbaycan askerine karşı savaşmışlardı PKK-YPG…

Taşlar yerli yerine oturuyor.

Güney sınırlarımızda 2. katil İsrail devleti kurdurmayacağız.

İsrail Haham Yaron Reuven ne diyor: “Tanrı bize çocukları öldürmemizi ve kutsal kitabımız savaş zamanında kimseyi sağ bırakmamamızı emrediyor. Merhamet yok.  Bir çocuğa dahi merhamet edemezsiniz. Kısacası Müslümanların yaşama hakkı yoktur.” diyor.

Peygamber Efendimiz ise Hadisi Şerif’te “Savaşta dahi kadın, çocuk, yaşlı, din adamlarına ve hayvanlara dokunmayacaksınız.” buyurmaktadır.

İşte aramızdaki fark bu…

İsrail iktidar partisi milletvekili Galis Diste Filistinliler için soykırım çağrısı yaparak “Gazze yeryüzünden silinmeli” Gazzeli canavarlar ya güneydeki çitlere gidecek ya da Mısır topraklarına girmeye çalışacaklar yoksa da ölecekler” diyor.

Bu ne kin, bu ne nefret, bu ne insanlık dışılık? Canavar, barbar, vahşisiniz. Allah’ın lanetlediği topluluksunuz.

Bu haçlı ve hilal savasıdır. Allah’a şükür safımız belli…

Hristiyan ve Yahudilerin dinleri bozulmuş dindir. Kendi uydurdukları dinde elbet vahşilik, barbarlık, iğrençlik ve çocuk katilliği olacaktır.

Hakk geldi, batıl zail oldu.

Allah katında din İSLAM’dır.

Kafirler batıl dinleri için bu kadar mücadele ederken, Hak dine mensup iken biz Müslümanlar ne alemdeyiz?

Dönemin İsrail Başbakanı Perez’e gazeteciler şöyle bir soru soruyorlar, “Kuran-ı Kerim’de sizin devletinizin yıkılacağından bahsediliyor.” Perez’de, “Kuran’da bahsedilen Müslümanlar gelsin o zaman düşünürüz,” diyor. Yahudiler Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de bahsedilen zalim bir topluluk, ya biz Müslümanlar Kuran-ı Kerim’de bahsedilen Müslümanlardan olabiliyor muyuz? Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) “Öyle bir gün gelecek ki kâfirler aç kurtların leşe saldırdıkları gibi size saldıracaklar, diyor. Sahabe soruyor, “Biz o gün sayıca az mı olacağız Ya Rasulallah” Peygamber Efendimiz, “Hayır, aksine sayınız fazla olacak ama selin önündeki çer çöp gibi olacaksınız,” diyor. “Zira Allah heybetinizi düşmanlarınızın kalbinden çekip alacak ve sizin kalbinize veh yerleştirecek, diyor. Sahebe, “Vehen nedir Ya Rasulallah?” Peygamberimizi buyuruyor ki, “Dünyayı sevip, ölümü kerih çirkin görmektir.” Dünyayı çok sevdiğimiz yaşadığımız hayattan belli değil mi değerli kardeşlerim. Sokaklarımız İslam’a uygun mu? İslam’ı yaşantının neresindeyiz? Para ve makam hırsı, zevki sefaya dalış ve çıplaklık yarışı…

Kendimize çeki düzen vermezsek eğer Gazze’den sonra sıra kime gelecek acaba? Daha kaç masum kundaktaki bebek katledilecek?

Müslüman bir vücut gibi olmalıdır. Dünyanın öbür ucundaki Müslümanın bir yeri ağrırsa eğer öbür ucundaki hissetmelidir. Yoksa olacak bugünkü durum… Uyan Müslüman kardeşim…

Bu savaş değil… Bu çocuk ve kadınların yani sivillerin katledildiği bir vahşet…

Cenevre Sözleşmesi, Lahey Sözleşmesi, İnsan Hakları Sözleşmesi’ne İsrail’in yaptıkları katliamlara aykırı… Çünkü bu sözleşmeler kendileri içindir Müslümanlar için değil… İsrail’in Filistinli Müslüman sivillere fosfor bombası kullanmasına bile ses çıkaramıyorlar. Hala da İsrail’in yanında duruyorlar bütün çocuk katilleri…

Barbarlar ve çocuk katili İsrail (Yahudi ve Hristiyan) ile medeni Müslümanların savaşıdır bu…

Gazze’de, sokaklar katledilmiş insan bedenleriyle, parçalanmış cesetlerle dolu…

İşin özü Gazze’de sokaklar ve caddeler kan ve barut kokuyor.

İsrail’in vahşeti mide bulandırıyor. 07.10.2023 tarihinden 06.11.2023 tarihine kadar 10.000 (onbin) Gazzeli Müslümanı katletti. Bunların çoğu kadın ve çocuk… Ya kundaktaki binlerce bebek… Çocukların suçu ne? Çocukları katleden insan olabilir mi? Bizim tarihimizde böyle katliamlar yok Allah’a şükür. Bu kâfirlerin özelliğidir.

Televizyon ekranında bir Filistinli annenin, bebeğine sarılıp ağlayarak “Uyan, bak seni emzireceğim.” sözleri yüreğimizi dağladı.

5 bin masum bebek-çocuk bombalanan apartmanların enkazları altında ya da bombalar tarafından parçalanmış bedenleri…

Yüreğimiz daralıyor, sıkışıyor, bitiyoruz.

Anneleri onlara doyamadan, bir daha emziremeden, babaları doya doya koklayamadan, nasıl da kayıp gittiler ellerinden…

Cennet kundaklarına sarılmış haliyle Gazze’nin bebekleri, cennet çocukları; binlerce yazıdan, haberden, analizden anladıklarımızdan; daha derin, daha tesirli anlattıkları…

Bize, kurumuş çöllere can veren rahmet damlaları gibi, yüreklere şefkat, merhamet yağdırdılar mı?

Taşlaşmış kalpleri çözüp, erittiler mi?

Bir bilseydiler; dünyaya dalmış, dünya hayatını abartmış, “sadece ben” diyen insanlara, merhameti hatırlattılar mı?

Ya Müslüman kardeşleri yanlarında mı?

Bizi, insanlığımızla dirilttiler mi?

Gazze’nin cennet çocukları, siz zalimleri teşhir ettiniz. Onlara destek verenleri teşhir ettiniz. İnsan hakları, barış, demokrasi diyenlerin suskunluğunu, ortadan kayboluşlarını teşhir ettiniz.

Nasıl da yakalandılar, sıra sıra dizilmiş küçük kefenlerinizdeki masum bakışlarınızda…

Ayrıca, İşgalci İsrail, Batı Şeria’da evleri, mülkleri bulunan Filistinlilerin mallarını yıllardır yürütülen sinsi politikalar sonucu baskı, tehdit ve zorbalıkla gasp ederek neredeyse şehrin tamamını ele geçirdi.

Bu eşkıyalığa rağmen Batı Şeria’da bulunan işgalci İsraillilerden konu açıldığında her platformda “İsrailli yerleşimciler” olarak bahsediliyor.

Oysa şehir zorbaları için doğru tanım, doğru söz “İşgalci İsrailliler”dir.

İsrail Terör Örgütüdür.

Çünkü sınırları yoktur.

Sınırı olmayan devlet olur mu ya da ortalıkta gezen böylesi ucube bir yapıya devlet denir mi?

Elbette denmez.

Bu nedenle İsrail’in doğru adı İTÖ’dür.

Yani İsrail Terör Örgütü’dür.

Peki, hal böyle iken bu yapının silahlı güçlerine ordu denir mi, ordu denilen yapının içindekilere asker denir mi?

Siz takdir ede durun ben bir sonraki örneğe geçeyim.

Zira şeytanla aynı kaba kaşık sallayan çete yıllardır uyguladığı psikolojik harp sonucu İslam alemini uyutmayı başarmış ve başlangıcında İslam dünyasının davası olan Filistin meselesini süreç sonunda HAMAS’ın meselesine dönüştürmeyi başarmıştır.

Oysa İsrail kanseri, 1948 yılında bölgeye sıçradığında mesele İslam ülkelerinin meselesi olarak anılıyordu.

Zamanla İslam ülkelerinin davası, Arap devletlerinin davasına, sonrasında ise daha da küçülerek Filistin davasına dönüştürülmüştür.

Şimdilerde ise bu dava HAMAS’ın davasına dönüştürülmüştür.

İşte psikolojik harp böyle bir harptir.

İşte psikolojik harp böylesi sinsi bir oyundur.

ABD, İsrail, batı ve içimizdeki yandaşları kan medeniyeti, Müslümanlar ise gül medeniyeti…

İsrail Savunma Bakanı Gallant, “Gazze tamamen ablukaya alınacağını, elektrik, yiyecek ve yakıt sağlanmayacağını, hastanelerin vurulacağını ve Filistinlilerin katledileceklerini belirterek, “hayvan” benzetmesinde de bulundu. Ve dediklerinin hepsini fazlasıyla yaptılar. Gazze’nin orta yeri oyuncak bebekleri anımsatan kafası, kolu, bacağı kopmuş minik bedenlerle dolu…

Bu ölen bebek ve çocuklar asker mi?

Katil İsrail, ABD ve batının kuklaları içimizdeki çok sayıda sanatçı bozuntuları, akademisyenler, gazeteciler, odalar, siyasiler ise İsrail’i haklı bulup, Filistinlilerin katledilmesine çanak tutmaktalar ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve kâfirler (Allah düşmanları) gibi… Bunlar; Arapları sevmezler, Filistinlileri sevmezler, Türkleri sevmezler, Osmanlıyı hiç mi sevmezler… İslam’a ortaçağ zihniyeti derler, ezana ve başörtüsüne karşıdırlar. HDP ile ortaklık yaparlar. Teröristlere özgürlük isterler.

Osmanlıyı yıktıktan sonra ve daha sonraları hemen hemen her İslam ülkesinin içine yerleştirdikleri gibi bizim içimizdekilerde bunlar…

Filistin zamanında İsrail’e arsa satmışlarmış da, yalancılar!.. Peki, elinizde fırsat işte… İsrail’in bombaladığı Gazze’ye gidin yardım edin ki topraklarından sürülmesin, terk ettirilmesin. Yıllar sonra Gazzeliler İsrail’e topraklarını sattı diye yazacaklar batılı tarihçiler ve sizler buna inanacaksınız. Filistinliler topraklarını İsrail’e satmadılar İngilizlerin oyunlarıyla o zaman ülkelerini terk etmek zorunda bırakıldılar. Bugün İsrail’in bombaları altında Gazze’yi terk ettirmeye çalıştırdığı gibi… Topraklarını terk etmiyorlar çor-çocuk demeden can vererek… Filistinliler büyük bir kahramanlık sergiliyorlar toprak sattılar diyen katillerin uşakları…

Siz batılılar, ABD, içimizdeki batılı yandaşları ve İsrail bu yalanlarınıza devam edeceksiniz.

Bugün Osmanlıyı niçin yıktıklarını daha iyi anlıyoruz. Osmanlının topraklarından çıkan onlarca ülkenin çoğunun başına kendi gibilerini yerleştirdiler. Yerleştirmeye devam ediyorlar. Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanını yıkıp, kendileri gibi katil Sisi diktatörünü getirdiler. Hani bunlar Ortadoğu’ya demokrasi getireceklerdi? Sisi’yi batı kırmızı halılarla karşılamadı mı? Irak’ı da demokrasi getireceğiz diye üçe bölmediler mi? Orada da Müslümanları katletmediler mi?

İsrail ve ABD’ye karşı oldukları için Saddam’ı, Kaddafi’yi, Kral Faysal’ı ve Mursi’yi öldürmediler mi?

Osmanlıdan sonra Ortadoğu kan gölüne döndü. Huzur kalmadı.

Mısır’da, S.Arabistan’da, Birleşik Arap Emirlikleri, İran ve diğer bazı İslam ülkelerinde Müslüman halk bu diktatörlerin saltanatlarına son vermediği sürece İsrail, Batı ve ABD’ye karşı dik durulabilir mi? Ve Müslümanlar birlik içinde olmadığı müddetçe bu coğrafya da kan ve gözyaşı sona erer mi?

Filistin davası İslam ümmetinin davasıdır.

Bütün bunlara rağmen zafer inananların olacaktır. Çünkü ALLAH bizimledir.

Ey Müslüman kardeşlerim birlik olun. Kenetlenin.

Yıllarca İslam ülkelerinde kültür emperyalizmi tatbik edilerek, yavaş yavaş ve ustaca tertiplenmiş uzun vadeli organizasyonlarla, millî, manevi, tarihi ve ahlâkî değerlerinden koparılarak yozlaştırılarak kendilerine telkin edilen hâkim kültürün etkisi altında benliklerini kaybetmiş nesiller meydana getirildiğini sokaklarda görüyoruz maalesef…

Almanya’da bir papazın şu cümleleri her şeyi özetliyor: “Müslümanların kadınları ile bizim kadınlarımızın giyimi aynı oldu. Bizimkiler haç taksınlar ki ayırt edelim.” diyor. Ne kadar içler acısı bir durum değil mi değerli kardeşlerim?

Dünyalık yaşantı, mal ve mevkii hırsı kısacası İslam’ı değerlerden uzak bir yaşantı…

Kendi gelenek ve göreneklerine, ahlaki ve dini değerlerine sahip gençlik ve ahiret odaklı bir yaşam dileğiyle…

Sadece İsrail Filistinli kardeşlerimizi katletmedi, 19, 20 ve 21. yüzyılda Müslümanlara kâfirlerin yaptıkları katliam ve zulümlerden bazıları;

• 19, 20, ve 21. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri ve Batı (İngiltere, Almanya, İtalya, Portekiz, Danimarka, Fransa, Hollanda, Belçika ve diğerleri) birçok Müslüman ülkeyi işgal etti. Afrika’yı da sömürgesi altına aldı.
• ABD ve batılı ortakları Irak’ta kimyasal ve biyolojik kitle imha silahları var diye mübarek Kadir gecesinde uçaklarla bombalamaya başladılar. Milyonlarca Müslüman’ı katlettikten sonra iddia edilen kitle imha silahların olmadığını o dönemin İngiltere başbakanı itiraf ediyor. “Bir bahane bulup, Irak’ı zaten işgal edecektik!” diyor. İsrail kimyasal silah üretmesine rağmen dünyadan ses yok.
• Yine İngiltere kraliyet ailesinin bir üyesi Afganistan’da 25 sivil Müslümanı öldürdüğünü ve bundan da utanç duymadığını belirtiyor. İngiliz askerlerinin de Müslümanlara gelişigüzel ateş açtığını söylüyor.
• Yeni Zelandalının biri 56 Müslümanı camiinin içerisinde otomatik silah ile katletti.
• Batı ülkelerinde Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim’i sokak ortalarında yakmalar, yırtmalar ile camilerimizi yıkmalar ve Müslümanlara karşı şiddet uygulamaları… İslamofobi artışı…
• ABD’nin Guantanamo’da işkence kampı… Burası cebren ve hile ile işgal ettikleri İslam beldelerinde esir aldıkları Müslümanları topladıkları ve akla hayale gelmeyen işkencelerin yapıldığı çığlıkların ayyuka çıktığı hapishane… Ayrıca Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim’in ayaklar altına alındığı yer…
• Dünyada yok edici silahları yapanlar hep kâfirler olmuştur. Müslüman ülkeleri işgal ederek silahlarını Müslüman çocukların üzerinde denediler. Afrika’da iç savaş çıkararak onlara silahlarını satıyorlar. Dünya silah ticaretinin ilk sıralarında ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail ve diğer kâfir ülkeleri bulunuyor.
• Yalan, iftira, zulüm ve barbarlık bunların işi… Açık ve net her şey ortada… Irak, Suriye, Libya ve Afganistan’ı daha birçok Müslüman ülkeyi bahanelerle işgal ettiler. Katliamlar yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar.
• Sırplar, Bosnalılara Avrupa’nın tam ortasında “Srebrenitsa Soykırımı” yaptılar. Sonradan on binlerce toplu mezar çıktı. Birleşmiş Milletler Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etti ve Hollandalı askerlerin korumasına bıraktı. Sırplar buna rağmen on binlerce Müslüman’ı Hollanda askerlerinin gözleri önünde katletti.
• Myanmar (Burma) Hükümeti tarafından Arakan Müslümanlarına yapılan etnik temizlik sonucu bir milyondan fazla Arakanlıyı başka ülkelere gitmeye mecbur bıraktı. Budistlerin Müslümanlara yaptığı işkence ve katliamlar…
• Çin’in Doğu Türkistan da Müslüman-Türklere yaptığı işkenceler, zulümler, ahlâk ve insanlık dışı uygulamaları…
• Bulgaristan’da, Müslüman-Türklere zulüm yaptı. Dörtyüzbin soydaşımızı kendi topraklarından ülkemize zorla göç ettirdi.
• Rusya’nın Müslüman Kafkasyalı (Çerkes) kardeşlerimize yaptığı soykırım ve sürgün… Milyonlarca Çerkes Rusya’dan gemilere bindirilip, Osmanlı topraklarına gönderildi. Bir buçuk milyon Çerkes’ten ancak yarısı Osmanlı topraklarına ulaşabildi.
• Batının desteklediği Yunanistan düzensiz ve mülteci göçmenlerin denizde botlarını batırmakta, ölüme terk etmekte ve kurşunların hedefi yapmaktadır. Çok sayıda masum çocuk ve kadını katletmektedir. Ayrıca çok sayıda mülteci bizim Türk Sahil Güvenlik ekiplerince denizde boğulmaktan kurtarılmaktadır. (Oysa aynı Batı ve Yunanistan Rusya-Ukrayna Savaşında ne kadar Ukraynalı göçmen varsa “hepsini alırız” dediler. Çünkü onlar dindaşlarıydı.) Batının Yunanistan’a verdiği bu yetki sonucunda denizde boğulan bu göçmenler kim biliyor musunuz? Haçlıların İslam ülkelerini işgal sonunda ülkelerini terk etmek zorunda kalan Müslümanlar…
• Toprakları işgal edilmiş Müslümanlar ve Afrikalılar çocuklarının hayatlarını kurtarmak için başka ülkelere göç etmekteler. Batı hem İslam ülkelerini hem de Afrika’yı sömürmüş, yer altı ve yer üstü zenginliklerini o toprağın insanlarını katlederek elde etmiştir. Ayrıca kendi çocukları rahat yaşasın diye de masum Müslüman çocukları ve kadınlarını da öldürmüş, açlığa ve sefalete sürükleyerek mülteci durumuna düşürmüştür. Kan gölüne çevirdiler buraları… Aynı zamanda bu ülkelerin teknoloji alanda gelişmesinin de önüne engel olmuşturlar.
• Bir de darbelerle ya da başka hileli yollarla kendi istediği yöneticileri İslam ülkelerinin başlarına getiriyorlar. Onlarda kendi halkına zulmediyor. Örneğin Mısır da seçilmiş hükümeti yıkıp yerine asker olan birini darbe ile getirdiler. Bu diktatör Mısır’da Müslümanları asmakta ve çeşitli işkenceler etmekte… Suriye’de durum daha da vahimdir. Birçok İslam ülkesinde batının desteklediği diktatörler halkına çeşitli şekilde zulmetmeye devam etmektedir.
• Kurtuluş Savaş’ında ülkemizi işgal etti yedi düvel. Yine batı, yine katliam…
• Bir de İslam ülkelerinde silahlı terör örgütü kurdular Haçlılar. İslami terör dediler adına ama hiç Haçlılara saldırmadı her nedense…

İslam’ı terör ile yan yana getirmeye çalıştılar. ABD ve Batı’nın işgalinden sonra terk ettiği ülkelerde iç karışıklıklar çıkartmak için plânlar yaptılar, Müslümanları birbirlerine düşürmek için sinsi oyunlar tezgâhladılar, birbirine düşman olan gruplar ihdas ettiler… Ne vahim bir durum!

• ABD ve Batı; PKK, YPG, DHKP-C, DEAŞ, Fetö vb. terör örgütlerini kurup, onları istedikleri gibi kullanıyor, gözetiyor ve kolluyor. ABD’nin YPG’ye elli bin tır silah yardımında bulunması tesadüf mü? Bu terör örgütleri güvenlik görevlilerimizi şehit ettiler. Çocuk, kadın ve yaşlı demeden masum sivil insanlarımızı katlettiler.

Bu saydığım terör örgütlerinin amaçları güney sınırlarımızda ikinci İsrail’i kurmak, ülkemizin sınırlarını değiştirmek ve ülkemizi ekonomik olarak güçsüzleştirmek… Her ne kadar zihniyetleri farklı gibi görünse de amaçları da sahipleri de aynı…

Peki, ABD ve batının bu coğrafya da ne işi var? 11.000 km. uzaktan ABD ne arıyor bu topraklarda?

• Batı her alanda İslam’a karşı savaşını sürdürüyor. İçimize yerleştirdiği dizi ve sinema oyuncularının yaptıkları filmlerin gelenek, görenekler ve dinimizin emirlerine aykırı olup, kültürümüzü yozlaştırmaya çalışmaktalar. Bunun adı da kültür emperyalizmidir. Onun içindir ki bunların dizi ve filmlerini izlemeyin ve siyasi partilerine oy vermeyin.
• Ayrıca siyasetçi, gazeteci, iş adamı, odalar, bürokrat, sporcu ve akademisyen gibi içimizde ABD ve Batı’nın kuklası olanlarda az değil. İşte bunların ülkemizde yaptığı 28 Şubat post-modern darbesini de yaşadık. 28 Şubat’ı yapanlar ne yazık ki; Kur’an-ı Kerim’i yasaklayan, başörtüsü, ezan ve İslami değerlere karşı olan bir zihniyetti. Gazeteciler, barolar, iş adamları, sanatçı geçinenler, bürokratlar ve niceleri…  Üniversitede okuyan başörtülü kızlarımız için “başınızı açın, yoksa üniversiteden atarız” diye ikna odaları kurdular. Bu ikna odası mimarı Nur Serter daha sonra CHP milletvekilliği yaptı. O dönemim çoğu bürokratı CHP’liydi. Namaz kılan subay, astsubayların, bürokratların, öğretmenlerin ve memurların işlerine son verdiler. Askeriyenin içinden ve dışından “Batı Çalışma Grubu” diye Müslüman avına çıkan bir ekip kurdular. Müslümanlara suç isnat edip, hapse attılar. İşkence ettiler. Bunları yapanlar sol görüşlülerdi. Kısacası Müslümanların üzerinden silindir gibi geçti bu darbe. İçimizden onlarla hareket eden yöneticileri de gördük maalesef…

ABD ve Batı çağdaş ve medeni asla olamaz, olmamışlardır. Bunlar katil ve barbardır. Zalimdir. Kan emicidir. Sömürgecidir. Silah üreterek Müslümanların üzerinde denemektedirler. Kendi çocukları rahat yaşasın diye Müslüman çocuklarını katledendir.

İnananlar insanlara asla zulmetmedikleri gibi her kim olursa olsun zulmü yapanın da karşısına dikilmiştir. Yani seyirci kalmamışlardır. Onun içindir ki ne İslam’ın ne de ecdadımızın tarihinde asla zulüm ve katliam yoktur.

Ey Müslüman kardeşlerim, kendimize gelelim, milli ve manevi değerlere sahip çıkalım, Allah ve peygamber efendimizin emirlerine uyalım. Yoksa dünyada kan ve gözyaşı bitmeyecek.  Filistin bizim elimizde iken 3 din mensupları da huzur içinde yaşamadı mı?

Yazıyı Hazreti Ali’nin (RA) bir sözü ile noktalayalım: “Eğer zalim ısrarla zulme devam ediyorsa, bil ki sonu yakındır. Mazlum da ısrarla direniyorsa, bil ki zafer yakındır.”

İnşallah!..

*

MEHMET GÖREN