Vatan, yurt; bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçasıdır. Kelime anlamı budur.

Vatan; şehitlerimizin mezar taşıdır.

Vatan; ecdadın mirasıdır.

Vatan; ezan, minare, kubbedir.

Vatan; başını omzuna koyup ağlayacağın, dertleşeceğin sırdaştır.

Vatan; uğrunda kan döküldüyse eğer vatandır.

Vatan sevgisi, sevgilerin en güzeli ve kutsalıdır.

Vatan sevgisi, imandandır.

Bir milletin sahip olduğu en önemli şeylerin başında vatan gelir.

İç ve dış düşmanlar Osmanlı’yı yıktıktan sonra bu coğrafya kan ağlıyor. On milyonlarca Müslüman katledildi. Daha fazlası sakat kaldı. Ülkelerinden sürüldüler, mülteci ya da sığınmacı durumuna düştüler. 

En acısı da İslam ülkelerindeki yönetici diktatörlerin (içimizden çıkıp ya da daha önceleri ülkemize getirilenler bizden gözüküp, batıya hizmet edenler)  Haçlı ve Siyonistlerle birlikte olmaları… Osmanlının topraklarında kurulan ülkelerin çoğunun başında Haçlı ve Siyonistlere uşaklık edenler yerleştirilmiştir. Kendi halklarını emperyalist güçlerle bir olup, katletmekte ya da akıl almaz işkenceler etmekteler. Bu oyun hala devam etmektedir. Mısır diktatörü Sisi en son örneklerden biridir.

ABD ve batının kuklası olmuş, içimizdeki satılmışlar. Kâfirden dost olur mu? ABD’ye bel bağlamışların yine ABD tarafından satıldıklarına şahit olduk… En son Afganistan’da ABD uçağına sarılanları gördük. Uçağın kanadına sarıldılar ve havalandıktan sonra yere çakıldılar.  Bazı Afganlılar “ABD’ye hizmet ettim, beni burada bıraktı.” diyor. Kime hizmet edeceğini bilmezsen olup olacağı budur. Kiminle yürüdüğün önemli…

Bizim ülkemizde ABD’ye hizmet eden de az değil… Görsünler Afganistan’da satılanların sonunu… Ama onların gözleri var görmezler…

Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da, Maremar’da, Çin’de, Bulgaristan’da ve Bosna-Srebneritsa’da Müslümanlara yapılanlar ortada… Kadınlar ve kızlarımız haçlı askerlerince tecavüze uğradı. Çocuklarımız katledildi. Ezanımız susturuldu.

            Suriye’de ve Afganistan’da cereyan eden olaylar ile emperyalistler tarafından Ortadoğu, Ortaasya ve Afrika’da milyonlarca insanın ülkelerini terk etmek zorunda kalıp, mülteci ya da sığınmacı durumuna düşürülmesini gördükten sonra vatan sevgisinin önemi, özgürlüğün değerini ve şehitliğin kutsallığını daha iyi anlıyorum.

Aç da, susuz da kalsak yine de vatan, vatan, vatan…

Derdimiz; vatanımız, devletimiz ve milletimizdir.  

Bize cennet vatanı kanları ile emanet eden ecdadımızın yolunda olmaya devam…

Anne ve baba çocuklarına dini bilgilerin yanında vatan sevgisi de aşılarlar. Vatan uğruna can feda, diyerek uğurlar analar evlatlarını askere. Vatan için savaşa gönderdiği evladına kına yakacak kadar yüreklidir Anadolu kadını.

Vatan namustur.

Vatanı sevmek kuru kuruya olmaz, bunun bir bedeli vardır. Bu sevginin ağırlığının bedeli yeri gelir malımız, yeri gelir canımızdır.

Şair ne güzel söylemiş:

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

Okuma yazması olmayan kara çarşaf giyen Anadolu kadını Rahmetli anam “Dinini yaşa, vatanını sev ve kimsenin kalbini kırma,” derdi.

Bizi şefkatli bir ana kucağı gibi bağrına basan bu toprakları yabancılara çiğnetmemek, şanlı ve şerefli ay yıldızlı bayrağımızı sonsuza kadar göklerde dalgalandırmak ve semalarda yankılanan Ezan-ı Muhammedî, gönülleri yeşerten Kur’an-ı Mübin’in sesinin ebediyete kadar vatan topraklarında susmamasını sağlamak bizlerin görevidir.  

Vatanımıza saldıran ve içimizde onlarla birlikte hareket edenlerde az değil. HDP, PKK, YPG, Fetö, DHKP-C gibi ülkemizi parçalamaya yönelik eylemlerde bulunan terör örgütleri… Bunları destekleyen bazı iş adamları, bazı sanatçı bozuntuları, bazı akademisyenler, bazı bürokratlar… Ve bazı siyasiler… Bunlar Haçlıların ve Siyonistlerin kuklalarıdır. 15 Temmuz’a kontrollü darbe denmesi… Afrin’e girmeyin, Libya’da ne işimiz var diyenler…

Bizler, vatan uğrunda kanlarıyla destanlar yazan, geçmişi şehitler ve gazilerle dolu bir milletin çocuklarıyız. Ecdadımızın bu vatan topraklarını bizlere nasıl emanet ettiğinin bilinci içerisindeyiz.

Devletin malını koruyup kollayan, inançlı, vatanperver ve ahlaklı nesiller yetiştirmeliyiz.

Bilhassa da namus timsali, merhametli, geleceğin annelerini giyim-kuşamı ve hal-hareketi ile İslam ahlakına göre yetiştirmeliyiz.

Devletin malını yiyen, hor kullanan, özel işlerinde kullanan, ihaleye fesat karıştıran; askerimize kurşun sıkandan farkı var mı?

Vatan, uğrunda her fedakârlığı göstereceğimiz en değerli varlığımızdır.

Merhum Akif’in ifadesiyle:

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda,
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şühedâ,
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

Vatanını her şeyden fazla seven bu aziz milletin bir ferdi olarak, düşmanlarımızın çirkin gaye ve oyunlarını çok iyi bilmeli, düşmanın tuzağına düşmemek için her zaman uyanık olmalıyız.

Ayrılıklara düşmemeliyiz, zira birlikte dirlik, ayrılıkta hüzün ve acı vardır.

Atalarımız; Malazgirt’te, İstanbul’un Fethi’nde, Çanakkale’de, Sakarya’da ve Kurtuluş Savaşı’nda daha nice yerlerde canlarını vermişler şahadet şerbetini içmişler ve bizlere bu cennet vatanı bırakmışlardır.

15 Temmuz’da düzenlenen alçak işgal girişiminde ve PKK/YPG gibi terör örgütleri tarafından şehit edilmiş güvenlik güçlerimize ve bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık sıhhat ve ailelerine sabır diliyorum.

Vatan uğrunda şahadet şerbetini içip bu fani âlemden göçenler, Allah katında peygamberlerden sonra en yüksek mertebededirler.

Şehitliğin faziletini anlatan hadis-i şeriflerinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Cennete girdikten sonra hiçbir kimse dünyaya gelmeyi arzu etmeyecektir. Yalnız şehitler böyle değil. Şehit, gördüğü ikramdan dolayı dünyaya dönmeyi ve on kere şehit olmayı temenni eder.”Tirmizî, Cihad, 25.

Vatanı sevdiğimiz gibi birbirimizi de sevmeliyiz. Nasıl cephede omuz omuza savaşıyorsak diğer zamanlarda da kenetlenmeliyiz. Ayrı gayrılığa düşmemeliyiz.

Yardımlaşacağız, kaynaşacağız, birbirimizin kalbini kırmayacağız. Bir bütün olacağız. Yapıcı olacağız. Birbirimize tahammül edeceğiz. Kardeş olacağız. Yüce Rabbim aynı ananın-babanın evladını kardeş olarak nitelendirmiyor “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir,” buyuruyor.

Peygamber efendimiz, “Düşmandan üstün silah yap,” buyuruyor. Nasıl yapacağız? Akılla, çalışarak elbet… Savunma sanayiinde kendi silahlarımızı üretmeye başladık. İşte Suriye’de, Azerbaycan’da ve Libya’da SİHA-İHA’larımız destan yazıyor.

Savunma sanayinde geldiğimiz son nokta ortada…

Son yıllarda yapılan bu çalışmalar keşke daha önceleri başlamış olsaydı iyi olurdu ama yaşanan bazı olaylar belki buna fırsat vermemiş olabilir. Paşaların darbe hevesliliği, 28 Şubat’ta yaşanan olaylar başta da Müslüman kızlarımızın başlarını açmak için İstanbul Üniversitesinde Prof.Nur SERTER tarafından (daha sonra CHP milletvekilliği yaptı) ikna odalarının kurulması, bilim adına çalışması gereken profesörlerin başörtüsü avına çıkmaları, rant paylaşımı, bankaların batırılmaları, siyasi çekişmeler…

Bunda da batı ve ABD’nin kuklaları işin içindeydi.

Önce VATAN…

Allah’a emanet olun.

*

VATAN ve BİZ

Sütü bozuklar zamanla el olur
Her kavgada yiğitlere gel olur
Yanan yüreklere ırmak sel olur
Çağlayıp akarsan, bu vatan senin.

*

Slogana kanıp binme dolmuşa
Ayırt eyle kim firavun, kim Musa
Avrupa’ya bel bağlayan deyyusa
Canını sıkarsan, bu vatan senin.

*

Anadolu Türk’ün olduğu gibi
Fatih’in Bizans’ı aldığı gibi
Okların kalkanı deldiği gibi
Bir ateş yakarsan, bu vatan senin.

*

Soylu bir akına çıkmak var yine
Sarıl var gücünle din-i mübine
İrfan tohumunu yurt zeminine
Yılmadan ekersen, bu vatan senin.

*

Abdurrahim Karakoç