Çok şükür yine bir ramazan-ı şerife eriştik. Bu vesileyle bir kez daha tutacağımız oruçlarla, kılacağımız namazlarla, yapacağımız hayır hasenatla, okuyacağımız kur’anla yeniden uyanma, dirilme, arınma ve kendimize gelme fırsatı bulmuş olacağız.
Her gün binlerce vefat eden kardeşlerimizi düşünürsek, bu fırsatın ne denli mühim olduğunu anlarız.
Demek isteğimiz şu: Yaşadığımız müslümanlık ne yazık ki Kur’an-ın önerdiği, sevgili peygamberimizin gösterdiği müslümanlıktan çok uzak. Kardeşliğimizi tam olarak tesis edebilmiş değiliz. Şovenist duyguların daha ağır bastığı bir dönemden geçiyoruz. Bütün yeryüzünü vatan bilmeyi unuttuk. Haksızlık karşısında susmayı erdem sandık. Kendi hakkımızı muhafaza ederken, başkalarının hak gaspını görmezden geldik. Kısaca doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, faydalı ile zararlıyı, adil olan ile zulmü birbirine karıştırdık.
Umarım ramazan ayı, tüm bu karışıklıkların giderildiği, özelde islam dünyasında, genelde ise bütün yeryüzünde barış ve huzurun tesis edildiği, işgal altındaki islam beldelerinin, hasseten Küdüs’ün özgürlüğüne kavuştuğu, bütün insanlığın her türlü bela ve musibetlerden kurtulduğu bir ay olur.
Bu vesileyle ramazan-ı şerifinizi tebrik eder; feyz-i, bereketi ve rahmetinin tüm insanlığı kuşatmasını dilerim.
*
Ramazan Tahiroğlu