Balıkesir’in CHP’li Altıeylül Belediyesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında çocukların gözü önünde direk dansı gösterisi yaptırdı.
Direk dansı çıplak bir kadının vücudunu açarak sergilemesi. Kadının cinselliğinin ön plana çıkarılması. Kadının erkeği tahrik etme sanatı. Kadının teninin sunulması…
Direk dansının küçüklere gösteri yapılmasını bırakın büyüklere de yapılmamalı.
Kadının kocasından başka bir erkeğin görmemesi gereken yerlerini göstermesi haramdır.
Bu aynı zamanda göz zinasıdır.
Kısacası bu tarz giyim ve dans haramdır.
İslam’da kadının giyim tarzı tesettürdür.
Orada bulunanlar hangi partiden olursa olsun, birisi çıkıp da çocuklara direk dansı izlettirilir mi demedi mi? Ya da orayı terk etmediler mi? Bu konuda Müslümanların daha duyarlı olması gerekmiyor mu? Ne oldu bize böyle ahlakı değerlerimizden uzaklaştık? Çıplaklık bu kadar mı normal hale geldi?
Bir Müslüman helâlı haramı gözetmelidir. İslam’ı yaşamakta nerede olduğumuzun bir muhasebesini yapma zamanı geldi de geçiyor bence…
Ben Müslüman’ım dedikten sonra dini vecibelerden uzak yaşanır mı? Müslümanlar olarak yaşantımızı İslam’a göre ayarlama da büyük sıkıntı içerisinde olduğumuz apaçık ortada. Deveye sormuşlar boynun neden eğri diye, nerem doğru demiş ya. Namaz da ve diğer ibadetlerde, sosyal ilişkilerde, sevgi ve saygıda, birlik ve beraberlikte, hak ve hukukta, yardımlaşma ve dayanışmada ne alemdeyiz?
Dünyanın süsüne aldanmışız ve harama batmışız maalesef…
Müslüman’ım dendiği andan itibaren İslam’ı yaşamak zorundayız. Başka yolu yok. Nokta.
Sokak ve ekranlar çıplaklar kampına dönmüş. Hele de magazin programları. Her ay sevgili değiştiren oyuncular. Çıplak fotoğrafları, özelleri…
Bu sanatçı geçinenleri örnek alan çok sayıda gencimiz var maalesef…
Birde vitrinlerin büyük çoğunluğu açık giyim… Kaç tane tesettür giyim var? Ahtapot gibi her yerden Müslüman genç kızlarımızı sarmış dolamış çıplaklığa götüren yollar… Bazı firmalarda tesettür giyim diye rengârenk vücudun hatlarını ortaya serip çıplaklığa basamak oluyor adeta…
Hani ülkemizin büyük çoğunluğu Müslüman’dı? İçki su gibi, çıplaklık batıyı geçti, zina ve flört, ahlaksızlık, utanmazlık… Hep İslam dışılık…
Ne oldu bize?
1974-76 yıllarında Afşin-Elbistan Termik Santralını yapmaya Alman ve Japonlar gelmişlerdi. Oturduğumuz yere de gelir giderlerdi. Uzakta iken Alman ya da Japonlar geliyor derdik. Bizim ve onların kadınları giyimlerinden ayırt edilebiliyordu. Ya şimdi?
Şunu da belirteyim Alman ve Japonlar şimdiki bizimkiler gibi çıplak filan değillerdi.
Çıplaklığı, açıklığı medeniyet ve çağdaşlık diye birileri savunuyorsa eğer hangi dinden ya da mezhepten olduğunu da söylemek zorunda.
28 Şubatta başını açmayan Müslüman kızları üniversitelerden attılar. İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Nur Serter başörtülü kızlarımız için “başınızı açın” diye ikna odası kurdu. (sonradan CHP’de milletvekilliği yaptı. Hatta o dönemde en üst makamdakiler sonradan CHP’de siyaset yaptılar. )
28 Şubat’ın soğuk eli hayatın her alanına dokundu. Hak ve özgürlükler, dayanağı bulunmayan hukuksuz uygulamalarla yok sayıldı. Okumak isteyen başörtülü genç kızların hayalleri üniversite kapılarında asılı kaldı. Ne büyük mücadele verdiler ve zulüm gördüler o elleri öpülesi tesettürlü kızlarımız. Allah hepsinden razı olsun.
CHP zulmü olmadığı halde üzülerek söylemek istiyorum ki şimdi Müslüman kızları kendiliğinden açılıp saçılıyor. Birbirleriyle çıplaklıkta da yarışıyorlar adeta.
Ne oldu bize böyle?
Kapalı anne kızını mezuniyet gecesine yarı çıplak gönderiyor. Bir başkası yanında göbeği açık üç kızı…
Aman Allah’ım!
Yetişkin kadınlara ne demeli? Onlarda çıplaklıkta yarış halindeler.
Ya erkekler kadınlarının vücudunu başka erkeklere göstermekten utanmıyorlar mı? Ya da kıskanmıyorlar mı?
Ne vahim!
Kız ve erkeğin birlikte olacağı yerler; barlar, diskolar, kafelerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu da ahlaksızlığın giderek daha da çoğalmasına neden oluyor.
En büyük tehlikede yaşandığı gibi inanılmaya başlanırsa Allah muhafaza…
Çıplaklık özgürlük değildir. Allah’ın emrine karşı gelmektir.
Çıplaklık evliliği de sıkıntıya sokmaktadır.
Şu an evlenme yaşı otuzu geçmiş.
Boşanmalar almış başını gitmiş.
Bu gidişle Avrupa gibi DNA testi ile babasını arayanların sayısı artarsa hiç şaşmam.
Allah’a kul olmada ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) efendimize ümmet olmada kendimizi bir hesaba çekelim. Ölüm çok yakın. Dünya çok kısa. Ahiret ise sonsuz…
Her şeye rağmen mücadeleyi sürdürmeliyiz. Geleceğimiz çocuklarımızı milli ve manevi değerlere göre yetiştirmeliyiz. İlim ve irfan sahibi yapmalıyız. Ahlak timsali olmalarını sağlamalıyız. Vatan sevgisi aşılamalıyız.
“Ağaç yaş iken eğilir.” atasözünü de unutmayalım.
Hak ve batılın savaşı kıyamete kadar devam edecektir. Günümüzde Siyonist ve Haçlılar Müslüman çocukları katletmekte, kadınlara tecavüz etmekteler. İslam ülkelerini de işgal…
Hesap gününü unutmayalım.
Yüce Yaradan’ın rızasını kazanmak için İslam’ı yaşamalıyız değerli Müslüman kardeşlerim.
Özetle; ülkemizde Müslümanların çoğunlukta yaşamasına rağmen Müslüman kimliğine yakışmayan manzaralar başını almış gidiyor. Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkemizde anne-babası dindar olmasına rağmen kızlarının çıplak denilecek şekilde giyindiğini görüyoruz. Yaz ayının gelmesi ve sıcakların artmasıyla sokaklar çıplaklarla doldu adeta. Ahlaki yozlaşmanın artmasına göz yumulup adeta teşvik edilirken, televizyon dizileri, sanal alem, görsel ve yazılı basında da aile değerlerini tahrip eden, maneviyata zarar veren yayınların önü bir türlü geçilemiyor.
Yüce Yaradan’ın rızasını kazanmak için İslam’ı yaşamalıyız değerli Müslüman kardeşlerim.
(Her zaman söylüyorum. Allah ve peygamber yolunda olan İslam’ı yaşayan, yaşamaya gayret gösteren Müslüman kardeşlerime sözümüz olabilir mi? Onlara kucak dolusu selamlar gönderiyorum. Allah’ım sayılarını arttırsın.)
*
MEHMET GÖREN
