• Üye Ol
  • Üye Girişi
      • Sitene Ekle
      • Politikamız
      • Künye
      • İletişim
Afşin Haber Merkezi
Reklam Verin
  • Güncel
  • Siyaset
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Yazarlar
    • Yazarlarımız Tasarım 1
    • Yazarlarımız Tasarım 2
    • Yazarlarımız Tasarım 3
  • Firma Rehberi
    • Firma Ekle
  • Seri İlanlar
    • İlan Ekle
  • Galeri
    • Foto Galeri Tasarım 1
    • Foto Galeri Tasarım 2
  • WebTV
    • WebTV Tasarım 1
    • WebTV Tasarım 2
  • Diğer >
    • Basın İlan
    • Biyografi
    • Eğitim
    • Kültür Sanat
    • Magazin
    • Özel Haber
    • Teknoloji
    • Yaşam
Flaş
Santralle zehirlemeye Hangi vekil nasıl oy kullandı?İşte Listesi!
AfşinHaberMerkezi Bizi Facebook'dan takip edin
AfşinHaberMerkezi Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Manşetler
HACI BEKİR ARSLAN

Doğaları bozulan çocuklar!

Eklenme Tarihi: 28 Mayıs 2018 Pazartesi
Eklenme Saati: 11:25
Okunma Sayısı:
Tweetle
HACI BEKİR ARSLAN hbekirarslan@hotmail.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Doğaları bozulan çocuklar!
REKLAM

Bir anne, üç dört yaş civarındaki çocuğu ile yolun diğer tarafına geçmeye hazırlanıyordu. Anne durup araç var mı yok mu diye sağına ve soluna bakarken çocuk,  annesini beklemeden karşıya hemen geçmek için öne doğru atıldı. Çocuğun elinden tutmakta olan anne bir hışımla çocuğu kendine doğru çekti ve çocuğa: ‘’beni çıldırtma, akıllı dur.’’ şeklinde bir ifade kullandı.  Çocuğun yüzünü göremedim ama çocuk, gördüğü bu tepki ve duyduğu söz karşısında çaresizlik içerisinde omuzları düşük, kafası öne doğru eğik ve suskun bir vaziyette karşıya geçmek için annesini beklemeye koyuldu. Devamında neler olduğunu göremeden yanlarından uzaklaştım. Şüphesiz ki çocuk, doğru olmayan ve hatalı bir davranışta bulunmuştu. Belki de yaptığı hata yaralanmasına, hatta ölümüne mâl olacaktı bunu bilemeyiz ama,bana göre gün gibi ortada  olan bir hakikat var. O da şu: vaziyetçe bu zavallı çocuk, bebekliğinden itibarenannesinden benzer çirkin, kaba ve saygısız tepkiler gördüyse ki görmüştür, ileride de görmesi kesindir. Bu durumda bu çocuktan yüksek başarı beklemek herhalde pek inandırıcı olmasa gerek.

Diyebiliriz ki bu yanlış davranış sonucunda annenin çocuğuna gösterdiği tepki belki de, bu hatalı davranışın yol açması ihtimali olan yaralanma veya ölümden daha ciddi neticeler doğurabilir. Çünkü toplum, bu çocukların omuzlarında ve sırtlarında yükselecektir. Sinmiş, adam yerine konmamış, omuzları düşmüş, omuzlarının düşüklüğü ile sırtlarının kamburluğu daha ilk dönemlerinde ortaya çıkmaya başlamış olanlar, toplumu düştüğü yerden nasıl ayağa ve göğe kaldırabilsin? Zeka ve kabiliyetleri yeterince ortaya çıkmamış ve potansiyelinden maksimum düzeyde faydalanamamış her çocuk tam anlamı ile kazanılmış olamaz. Kazanılamayan her çocuk toplum için kaybedilmiş bir hazinedir.

Bununla birlikte öncelikle çocuk, en sevdiği insandan böylesi kaba ve saygısız bir tepki görerek  büyük bir stres, çelişki, kaygı ve kırgınlık duyarak bir takım içsel sıkıntılar yaşamıştır. Sıkıntı verici olumsuz bir takım duygusal durum ve özellikle de çelişkilere maruz kalmak, araştırmalara göre beynin akıl yürütme yollarını kapatıyormuş.  O an için büyük bir ihtimalle çocuğun akıl yürütme yolları kapanacağı için çocuk, annenin gösterdiği tepkinin nedeni ve sonucu hakkında asla mantıklı çıkarımlar  yapamayacak ve bu yanlış davranışından ve gördüğü tepkiden bir ders alamayacaktır. Diğer taraftan çocuğun o anda tek düşündüğü şey galiba öfke, kırgınlık ve belki de bir vesile ile yolunu bulduğunda intikam alma duygusu olacaktır.  Bu duygu, anneye fiziksel olarak zarar verme şeklinde değil de, devamlı olarak kurallara ve değerlere asi davranma yönünde bir takım içsel hesaplar gütme niteliğinde olabilir. Büyük ihtimalle bu içsel hesap gütme ve intikam alma duygusu, eğitim anlamında ciddi bir tesir gösterilerek bu olumsuz duygular çocuktan yok edilmez ise ileride çocuğun çok ciddi davranış bozukluğu yaşamasına ve göstermesine neden olacaktır.

Öte yandan, sokak ortasında böyle şuursuz ve pervasız tepkiler gösteren annenin, insanın kendini daha  rahat hissedeceği bir ortamda, yani evinde çok büyük ihtimalle baba ile birlikte yanlış ve hatalı davranışta bulunan çocuğuna herhalde benzer davrandığını kolaylıkla tahmin edebiliriz. Oysa çocuk, hayat deneyimi ve becerisini anne, baba ve diğer yakınkimselerden benzer sorunlar karşısında sevgi, şefkat ve sabır ile suçlanmadan ve cezalandırılmadan doğru ve yanlışın, iyi ile kötünün ne olduğu kendisine içtenlikle anlatılarak, gösterilerek ve en önemlisi de etkili modellik yapılarak öğrenir. Çeşitli sorunlar karşısında sorun çözme becerisi ve her defasında sağlıklı bir gelişim kazandırılması amacı içinde olunacağı yerde çocuk, benzer tepkileri belki de binlerce kez görüp yaşadığı için artık onun mantıklı düşünme, akılla hareket etme, sorumluluk duyma, sevgi ve şefkat gösterme gibi becerileri kazanma olasılığı gittikçe kaybolacaktır.

Mesela çocuk, ailenin büyük bir ümit ve heyecan duyguları arasında okula başladığında, anne ve babası kadar heyecan duymayacak ve ümit beslemeyecektir. Görünürde okula ve derslerine karşı belki ilgi ve alaka uyandırsa da kaba, saygısız ve çirkin tepkiler göre göre bebeklikten itibaren şuursuz ve sorumsuzca yoğrulan ruhu kendinden beklenen başarıyı göstermek için asla çabalamayacaktır. Bu durumda belki şansı var ise, öğretmenin dikkati ve sevgi ile harmanlanan gayreti çocuğa bazı müspet tesirler yapacaktır. Ama sonuçta, çocuk okulda farklı davranıp çok sevdiği öğretmenine şirin görünse de kendisine eziyet hayatı yaşatan anne ve babasına karşı olan kin ve öfkesinden ve binlerce kez aynı tepkilere maruz kaldığından dolayı başarı adına müspet hiçbir girişimde bulunmayacaktır. Büyük ihtimalle, kısa bir süre içerisinde beklediği iyileşmeyi göremeyen öğretmen de ümidini kesecek ve çocuğa sadece, ’’zavallı, kaderinin kurbanı oldu.’’ diyerek üzülmekten başka pek bir şey yapamayacaktır.

Diğer taraftan, sınıfında ve okulda benzer şekilde yetişen öğrenciler de çoksa-kesin vardır-, onlar ile hemen kaynaşıp arkadaşlık kuracak ve en iyi onlar ile anlaşacaktır. Hatta, anne ve  babasından daha çok… Çünkü anne ve babadan göremediği sevgi, şefkat, ilgi, alaka ve adam yerine konmayı onlarda bulacaktır. Belki de  arkadaş gurubunda sözüne en çok itimat edilen lider olacaktır. Olmasa bile aralarında kendine yer açan, önem veren ve bir kimlik kazandıran gurubun peşine takılıp gidecektir. Hep beraber amaçsız bir şekilde ve en genel anlamda okulun iş ve işleyişini, devamında ise toplumun huzur ve rahatını ısrar ile bozacaklardır. Verilen ödevleri zamanında yapmayacaklar, derslere hazırlanmadan gelecekler ve derslerde sadece zorunlu oldukları için bulunacaklardır. Bununla birlikte, derslerin işlenmesine engel olacaklar, öğretmen tarafından en fazla uyarıyı onlar alacaklar, sınıfı, okul tuvaletini ve bahçesini onlar kirletecekler, okuldan en çok onlar kaçacaklar ve en fazla disiplin sorununu onlar yapacaklardır. Çünkü, onlar okulun iş ve işleyişini, toplumun huzurunu bozmadan önce, hem de en sevdiği insanlar tarafından tertemiz doğaları ısrarla aynı veya benzer tepkiler gösterilerek bozulmuştur.

Kullanım ömrünü tamamlayan ve artık bu amaca uygun işleri yapamaz hale gelen makine üzerinde, onu iyileştirme ve ona eski formunu kazandırma adına yapılan çabalar herhalde faydadan çok masraf, emek ve zaman kaybı olarak kendini gösterecek ve beklenen verimi sağlamayacaktır. Dolayısı ile çocuğun her türlü şekli almaya müsait zihni ve ruhu:sevgi ve şefkat, sabır ve disiplin yerine, çirkin, ölçüsüz, saygısız, kaba; ona sorumluluk ve düzen anlayışı kazandırmayan, tersi istikamette onu suçlayıp cezalandıran bir anlayış ve davranış örüntüleri ile binlerce kez her defasında yeniden bozulup kırılarak oluşturulduğu içingaliba bir yaştan sonra hiçbir iyileştirici çaba ve tedavi yöntemi çocuk da beklenen başarıyı veremeyecektir.Verse bile verim düşüklüğü kaçınılmaz olacaktır. Bu ise toplumun geleceği için çok ciddi bir kayıptır.

Şüphesiz ki bu zavallı çocuk gibi, onun anne ve babasının davranışları ile maruz kaldığı bozuk ve son derece sağlıksız yaşam olanaklarına sahip benzer durumlar içerisinde olan belki de milyonlarca çocuk var ülkemizde. Ruhları ve doğaları bebeklikten itibaren farkında olmayarak, hem de ilk başta en sevdikleri tarafından bozulan, sağlıklı bir kimlik ve kişilik kazanamayan/kazandırılmayan çocuklar, ülkemizde asırlardır süregelen bir bozuk düzen ve anlayış içerisinde kısır döngü halinde hep var olagelmiştir. Bu bozuk düzen ve anlayış ile hiçbir yere varamayacağımızı artık görmemiz gerekiyor. Çünkü bu düzende sağlıklı ve başarılı insanlar yetiştirmek mümkün değil. Herhalde yaşamda gerekli olan  her türlü bilgi ve becerinin, özellikle de tek kurtuluş çaremiz olan müspet ilim zihniyetinin insanlara birilerinin aşılaması, onların kafalarına yerleştirmesi gerekiyor.

Ama nasıl?

Etiketler:
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

Bizim en büyük düşmanımız cehalettir! Acaba bir kimsenin en büyük ve çetin düşmanı kimdir ve ne olabilir? Babasının veya akrab...
Bizim en büyük düşmanımız cehalettir!
Bizim en büyük sorunumuz zihniyet sorunudur! Halkın içinden sıradan bir kardeşimizin konuşmasını biraz dinlediğimizde onun şaşılacak ...
Bizim en büyük sorunumuz zihniyet sorunudur!
Çocuğun hakkı ve babanın sorumlulukları nelerdir?              Bir adam, İkinci Halife Hz. Ömer’e gelerek oğlunun asiliğinden ve ...
Çocuğun hakkı ve babanın sorumlulukları nelerdir?
Çocuğa verilen değer…! Bir Amerikalı ailenin iki, hatta üç kuşaktır çocuklarına benzer şekilde davranışına ait,...
Çocuğa verilen değer…!
  • Sizde Yorum Yapın
  • Facebook Yorum

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Dikkat! Üye/Üyeler ve ziyaretçiler suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği/yorumu Site’de paylaşmamalı. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Spor
  • Siyaset
  • Yaşam
    • Son Dakika Haberleri Magazin Haberleri Siyaset Haberleri Spor Haberleri
    • Kültür Sanat Haberleri Gündem Haberleri Ekonomi Haberleri Sağlık Haberleri
    • Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri
    • Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri
    • Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri
    • Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri Son Dakika Haberleri
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@afsinhabermerkezi.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.